DOMUZ AHIRI - Kısa Öykü

DOMUZ AHIRI - Kısa Öykü

Feb 21, 2024

DOMUZ AHIRI

Diyarlardan birinde bir domuz ahırı varmış. Bu domuz ahırında domuzcuklar ile ahır sahipleri ortaklar ve işletmenin memurları yaşarmış. 

Bir gün ortaklar ve işletme memurlarını bir korku kaplamış. 

Ama domuzcuklar bunun sebebini bir türlü anlayamıyormuş. 

Ortaklar bir oraya bir buraya gidiyormuş. Onları gören işletme memurları da korkuya kapılıyormuş. Sabahlara kadar oturup kara kara düşünüyor ve ne yapacaklarını tartışıyorlarmış. Ama domuzcuklara bir şey söylemiyorlarmış. Domuzcuklar da merak içinde birbirlerine soruyormuş, ne oluyor diye?

Ama bir şekilde hayat her zaman ki gibi akmaya devam ediyormuş domuzcuklar için.

Bir gün yanlarında olan arkadaşları diğer gün yanlarında olmuyormuş.

Ahırın ortakları ve işletme memurları gelip aralarından bir kaç domuzcuğu alır götürür ve bir daha da geri getirmezlermiş. 

Domuzcuklar buna da bir anlam veremezlermiş. Taa ki sıraları gelene kadar başlarına ne geldiğini bilemezlermiş. 

Bazen merak eder, ahır sahiplerine ve memurlara sorarlarmış.

Ortaklar onlara "Domuzcuklar hastaydı, götürdük der" başka bir şey demezmiş.

Domuzcuklar da ama hiç bir şeyi yoktu ki, ne zaman hasta oldu derlermiş.

Ahır sahipleri de "susun çok konuşmayın, bu domuz ahırı olmazsa ne yapardınız, hiç biriniz olmazdınız. Siz bu domuz ahırında doğdunuz" der, sopa gösterirmiş.

Domuzcuklar korkudan siner ahır sahiplerinin ve memurların dediklerini yapmaya devam edermiş. 

Bazen gece uyumazmış domuzcuklar, babaları bildikleri ahır sahipleri ve şefkatli memurlar bizim iyiliğimizi düşünüyor, derlermiş aralarında. 

Bazıları da geceleri bu domuz ahırında yaşadıkları için ne kadar mutlu olsak azdır, diye iç geçirirmiş. 

Yine bir gece ahır sahipleri ve memurların ahırın bir köşesinde toplanıp kara kara düşündüklerini görmüşler.

Sessizce ahırın onlara yakın olan kısmında toplanmışlar. Tabii domuzcuklar ne kadar sessiz toplanabilirse.

"Kahretsin şeriat gelecekmiş" demiş biri. Elinde bir gazete varmış. Ordan bir köşe yazarını okuyormuş.

"Ne yaparız ama şeriat gelirse. Bu çiftlik olmazsa biteriz. Hemen kapatırlar" diye kaygılanmış öbür ortak.

"Şeriat gelirse aç kalırız" demiş yanlarındaki memurlardan birisi. 

Domuzcuklar paniğe kapılmış. Birisi ağlamış. Bir diğeri bağırmaya başlamış, "fork fork, ne yaparız şeriat gelirse. Baksana çiftliğimiz kapatılırmış. Ahır sahipleri babalarımız olmazsa biz ne yaparız, işletme memurları olmazsa ne yaparız, fork fork" diyerek deli gibi sağa sola koşturmuş.

Ahırın içi o kadar karışmış ki, domuzcuklar sağa sola koşuştururken içinde yüzdükleri ve bazen de yedikleri dışkılarını sağa sola sıçratmışlar.

Ahır ortakları ve işletme memurları onlara dönmüş, kızmış.

"Susun bakayım. Zaten kafamız bozuk burda. Şeriat gelsin de görün siz. Bu çiftlik olmazsa bakalım ne yapacaksınız. Unutmayın siz bu çiftlikte doğdunuz, buranın malısınız. Biz olmazsak size yaşam yok."

Domuzcuklar üzülüp ağlamaya başlamış. İşletme memurları gelip aralarından bir kaçını yine zorla alıp götürürken onlara sevgilerini sunmak için yanlarına yanaşmışlar. Ama işletme memurları tiksinerek domuzcukları alıp hemen çıkmış yanlarından. Yanlarından çıkarken de alaycı sözlerle takılmış domuzcuklara;

"Şeriat gelirse yandınız. Şeriate göre domuz günahtır. Hepinizi öldürür şeriatçiler" demişler.

Domuzcuklar korkudan iyice birbirlerine sarılmışlar, ahırın sahiplerine ve işletme memurlarına daha çok yanaşmak istemişler. Onlar olmazsa ne yaparız diye düşünerek gürültü bir şekilde ordan oraya koşuşturmuşlar. Ahır sahipleri dalga geçerek ahırdan çıkmış. 

Domuzcuklar yalnız kalmışlar.

Gece olmuş.

Korku içinde uyuyamıyorlarmış. 

Bu sırada ahırın uzak bir köşesinde büyücek bir hayvan görmüşler. Dikkat kesilmişler. Ne oluyor orda, ne bu ahıra yaklaşan hayvan, diye gözlerini dikmişler. Sonra meraklı domuzcuklar yavaş yavaş o hayvanın olduğu yere doğru yaklaşmış.

Bu hayvanı ilk kez görüyorlarmış. Şekli çok garip gelmiş. Ama görüntüsü çok heybetli imiş.

Yavaşça ona doğru yaklaşmışlar.

"Fork fork, sen nesin" diye sormuşlar. 

"Ben bir deveyim" demiş. 

Beyaza çalan tüyleriyle çok temiz görünüyormuş deve. Rüzgar estikçe başındaki ve boynundaki tüyleri savruluyor ve üzerinden kumlar havaya karışıyormuş. Ahırın dışındaki arazide bulduğu yaprakları yiyormuş.

Domuzcukları onun güzelliğinden etkilenmiş ama etrafına yaydığı sessizlikten ürpermiş. 

"Fork fork, nerden geliyorsun" diye sormuşlar merakla deveye.

"Çölden geliyorum" demiş deve. O bunu söylerken, rüzgar üzerinde altın tanesi gibi parıldayan çöl kumlarını saçıyormuş havaya. 

"Fork fork, nasıl geldin buraya? Adın ne? Burada çöl yok ki" demiş domuzcuklar. Birbirlerine tuhaf tuhaf bakmışlar. 

"Adım Burak... Nasıl geldiğimi ne siz sorun ne ben söyleyeyim" demiş deve...

Ve ardından; "Peki siz söyleyin, siz neden bu kadar telaşlısınız" diye sormuş.

Domuzcuklar yine akşam duyduklarını hatırlayıp telaşa kapılmış. 

"Biliyormusun, Şeriat gelecekmiş. Ahırımızı kapatacaklarmış. Ne yaparız biz, fork fork."

Deve onlara sakin sakin bakmış.

"Biliyor musunuz ben şeriatın olduğu yerden geliyorum" demiş.

O böyle diyince domuzcuklar bir anda korkuyla ahırın her tarafına dağılmışlar. Bazıları deveye saldırmaya çalışmış. Ama ahırın tellerine takılıp yere düşmüş. 

Deve onlara gülerek bakıyormuş.

"Ne oldu size böyle, neden korkuyorsunuz bu kadar?" diye sormuş deve.

"Ama Şeriat gelirse ahırımız kapatılacak. Biz ahırımız olmazsa ne yaparız. Söyle, sen şeriat getirmeye mi geldin fork fork" diye bağırmışlar. Korkudan hala uzak duruyorlarmış, bazıları kendi etrafında dönüyor. Hayır hayır şeriat gelemez, diye bağırıyormuş.

Deve yine gülmüş.

"Korkmayın, Domuz ahırında Şeriat olmaz" demiş...

Domuzcuklar birden sessizleşmiş ama içlerini de bir sevinç kaplamış.

"Fork fork, neden, neden ama? "demişler.

"Şeriata göre ancak Allah'a ibadet edilebilecek, temizlenmiş yerlerde şeriat olabilir. Hem siz neden korkuyorsunuz, Şeriat insanları bağlar, domuzlara Şeriat gelmez."

Bunları duyunca daha da sevinmiş domuzcuklar. Adeta yerlerinde duramayıp sevinçle zıplayacaklarmış.

"Peki ahırın sahipleri babalarımız ve işletme memurları neden korkuyorlar? Ahır kapanmayacak mı?"

"Domuz ahırı kapanır belki ama bundan size ne? Bunu ahır sahipleri ve çalışan memurlar düşünsün. "

"Fork fork, ama Şeriat'e göre domuz günahmış. Ne olacak bize biliyor musun?"

Deve geviş getirerek, sakin bir ifadeyle onlara bakmış.

"Şu ilerideki tepeleri biliyor musunuz?"

"Fork fork, Hayır bilmiyoruz, biz hiç ahırımızdan çıkmadık. Ahırımız kapanırsa ne yaparız?"

 "Eğer o gösterdiğim diyara giderseniz, orada çok güzel içebileceğiniz sular ve yiyebileceğiniz yiyecekler var. Eğer domuz ahırınız kapanırsa oraya gidersiniz."

 "Fork fork, ama Şeriat bizi istemezse ne olacak. Biz günahmışız."

"Sizi kandırmışlar. Şeriate göre domuz olmak günah değil. Ama Şeriat'ten korkan bir domuz olursanız, o zaman bu ahır kapanır ve ahır sahibinin peşine takılır gider yada başka bir ahır sahibinin eline düşebilirsiniz."

 "Fork fork, bu iyi bir şey değil mi? Ne güzel yeni bir evimiz olur."

 "Eğer benim dediğim yere giderseniz orada size ferahlık ve bol yiyecekler var. Ancak Şeriat korkusuyla ahır sahiplerini takip ederseniz birilerinin masasında yemek olursunuz."

 Domuzcuklar şaşırmış. Hayatlarında ilk kez duyuyorlarmış bunu.

"Fork fork. Neden yemek olacakmışız? O ne demek? Neden bizi yesinler ki?"

Deve gülmüş yine.

"Hiç düşündünüz mü, burada neden bir ahır var? Neden sizlere bakıyorlar, yemek veriyorlar ve besliyorlar?"

Domuzcuklar şaşırmış.

"Çünkü bu ahır bunun için değil mi? Ahır sahipleri bizleri seviyor olmalı."

Deve onlara gülerek bakmaya devam ediyormuş.

"Peki hiç garip bir şeyler olduğunun farkına varmadınız mı? Etrafınızda garipsediğiniz şeyler olmuyor mu? Hiç sorgulamadınız mı?"

"Fork fork. Oluyor. Mesela bazen ahıra gelip bir kaçımızı alıyor ve götürüyorlar. Bir daha da gelmiyor."

"Peki sizi alıp götürürlerse ne olacağını bilmiyor musunuz?"

"Fork fork, hiç düşünmedik ama mutlaka onlara da iyi bakılıyordur."

"Bu ahır sizlerin etini insanlara satmak için kuruldu. Sizler burada sıranızı bekliyorsunuz. Sıranız gelince sizi alıp kesiyor ve satıyorlar. Bu ahır böyle geçiniyor." demiş Deve.

Domuzcuklar dehşete kapılmış. 

"Hayır, hayır bizi kandırıyorsun. Sana inanmıyoruz" demiş bazıları. 

"Şeriat gelir de ahırınız kapanırsa size gösterdiğim yoldan gidin, suya ve güzel yiyeceklere kavuşursunuz. Eğer korkar da ahır sahibinin peşinden giderseniz bilin ki sonunuz kısa bir eğlencenin ardından bir mutfağın ateşinde pişmek ve yenmek. O ateşe girdiğiniz vakit, artık sizi kurtaracak kimse de olmaz. Ne ahır sahipleri ne de başkası.”

Domuzcuklar iyice şaşkınlaşmış, sağa sola koşturup durmuşlar. 

Deve zamanlarının azaldığını bildiğinden devam etmiş;

"Bakın bu ahır sizleri yetiştirmek sonra da kesip satmak için kuruldu. Ahır sahipleri de geçimini burdan sağlıyor. Şeriate göre domuz yemek günah. Ahır sahipleri bu nedenle şeriatten korkuyor. Çünkü sizleri kesip satamayacaklar, para kazanamayacaklar. Size her şeyi anlatmıyor, yalan söylüyorlar. Ama sizler özgür kalacaksınız çünkü artık insanlar sizi yiyemeyecekler ve benim gösterdiğim yere giderseniz orada hayat boyu mutlu olacaksınız. Ama Şeriat'tan korkar ve ahır sahiplerinin peşinden giderseniz sonunuz kesin olarak ateş olacak."

Tam bu sırada işletme memurlarından biri gelmiş.

"Ne gürültü yapıyorsunuz be, amma huysuzlandınız" diye çıkışmış.

Domuzcuklar korkmuş.

"Biz değiliz, bak orada bir deve var. O ses yapıyor" diye bağırmışlar.

İşletme memuru onların gösterdiği yere bakmış.

"Ne devesi siz kendi pisliğinizi yemekten hayal görmeye başladınız heralde ben orda deve falan görmüyorum" diye cevap vermiş...

Domuzcuklar tekrar baktıklarında Deve artık orda değilmiş. 

Bir süre sonra Domuz Ahırı sahiplerinin korktuğu olmuş ve Şeriat gelmiş... 

Domuz ahırı kapanmış. Domuzcukların pek çoğu korkup ahır sahibinin peşinden gitmişler. Pek azı ise Devenin onlara gösterdiği yola düşmüş ve vardıkları yerde güzel suların, güzel yiyeceklerin içinde bulmuş kendilerini. 

Korkup ahır sahiplerinin peşlerinden giden arkadaşlarından ise bir daha hiç haber alamamışlar. Bir süre sonra onları unutmuş, hayat boyu mutlu yaşamışlar.

NOT: Eğer bu çalışmayı beğendiyseniz aşağıdaki linkten bize bir çay ısmarlama işlemi yapabilirsiniz. Bu sayede dijital dergimizdeki tüm içeriği okuyabilirsiniz.

Burak Turna’nın tüm çalışmalarına e-kitap formatında robottopub.com adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Enjoy this post?

Buy Robotto Mag a tea

More from Robotto Mag